26 Ağustos 2017 Cumartesi

Veronika Ölmek İstiyor(Paulo Coelho)

Bugün sizlere beni çok etkileyen,okuduktan sonra birkaç haftada anca toparlandığım bir kitaptan bahsedeceğim.İlk önce başkahraman Veronika dan söz edeyim.Veronika herşeye sahip gibi görünen aslında mutluluğu arayan bir genç kadındır.Artık birgün hayatın anlamsız süregenliğinden bunalarak,intihar etmeye karar verir.Bir miktar ilaç içer ve pencereden bakarak ölümü bekler artık herşey son bulacaktır.O güne kadar geçirdiği zaman gözünün önünden geçer,gün içinde ne kadar çok karşılaştığı insanlarla neden şimdiye kadar konuşmadığını,nasıl olduklarını sormadığı düşünür .Ama artık çok geç olduğunun farkına varır.Birazdan ömrü son bulacaktır.Bir süre sonra Veronika hastanede gözlerini açar, yaşıyordur o an belirleyemeďiği garip bir duygu yaşar.Ardından doktorlar gelir ve intihar girişiminin başarısız olduğunu fakat kullandığı ilaçlardan kalbinin zarar gördüğünü ve 1 haftalık ömrü kaldığını söylerler Veronika bu duruma iyice sinirlenir,bir ölmeyi bile beceremedim diye düşünür. Hemen yarın kaldığı işi tamamlayacaktır. Doktorlar buna engel olmak için veronikayı villette akıl hastanesine yatırırlar.Orada çeşitli akıl hastaları vardır,bunlardan biri Mari;iyileşmiş olmasına rağmen akıl hastanesinden ayrılmak istemeyen bir kadın,dışarıdaki hayata ayak uyduramayacağından korkan bir kadın.Toplum baskısıyla mücadele etmektense akıl hastanesinde kalmayı tercih eden bir kadın.Bir diğeri ise Eduard; tanınmış bir ailenin başarılı oğlu. Babası kendisi gibi diplomat olmasını ister o ise sanatçı olmak ister.Rüyalarında cennet görüntüleri gördüğünü onları resmetmek istediğini söyler. Ailesiyle yaşadığı tartışmaların ardından sırf ailesi için resme ara verir.Kendisi şizofren olur,hastaneye yatırılır.Veronika hastanede piyano çalarken Eduard gelir onu dinler o kadar ilgiyle dinliyordur ki artık veronika onun için her gün piyano çalar onun değişik bir enerjisi olduğunu hisseder. Hastanede birileri ölmüş birileri gelmiş 6 gün geçmiştir. Artık son 24 saate girmiştir veronika, yani o öyle sanar.Aslında kalbindeki hasar ölümcül değildir ama doktoru araştırma yapmak adına bu ayrıntıyı söylememiştir.O gün veronika çok halsizdir yatıp uyumak ister ama ömrünün son 24 saatini uyuyarak geçirmek üzücüdür ,oysaki ne çok yapılacak şey vardır. Eduard gelir piyano çalmasını ister.Onu kırmaz piyano çalar ardından eduardla hastaneden kaçar son 24 saatini dışarda geçirmek ister.yemeğe giderler.Olabildigince sarhoş olurlar birlikte bağıra bağıra konuşur gülerler. İnsanların villette yeni kaçmışlardır, bakışlarına aldırmadan.24 saat geçmiş ve veronika ölmemişti nedenini bilemeden.                     Şimdi biraz kendi yorumlarıma gelecek olursak ; romanda beni ençok etkileyen kahraman eduarddı.Çünkü onu çevremdeki bir insanla fazlasıyla özdeştirdim.Kitabı okuduktan sonra zor toparlandım.Çünkü hayatın ne kadar kısa olduğunu aslında değerini anlayamadığımız o küçük anların hayatımıza renk kattığını anladım. Hatta kendimde hayatımda değerli olan vedalaşamadığım değerini söyleyemediğim,insanlarla konuştum. Ayrıca dostlarıma verilmek üzere bir veda yazısı oluşturdum .Üzerimde hakkı gerçekten olan,çok değer verdiğim ama hayat mücadelesinden yada dürüst olmak gerekirse kendimle yüzleşmekten kaçtığımdan dolayı görüşemedigim bir insan kaldı,onunlada uygun zamanda konuştuğumda iç hesaplaşmamı bitirmiş olacağım. Bugüne kadar hayatıma giren arkadaşım ,dostum, kardeşim ,ögretmenim ,müdürüm ,gòzetmenim ailem olan herkese sonsuz teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.Bu arada bana göre kitabın bize vermek istediği mesaj iç güdülerimize kulak vermemiz.Yaşamın değerini bilmemiz.Unutmayalım ki nefes alıp veren her canlı özeldir,eğer bir gün herkesin özel olduğunun farkına varıp birbirimize o şekilde davranırsak; hayat işte o zaman güzel olacak. "Sevgi akıldan üstündür."Bu yüzden hep sevgiyle kalın hoşça kalın❤😊

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Stefan ZWEIG(ANGST)

Bugün Stefan ZWEIG in Korku adlı eserinden bahsedeceğim.Aslında eseri 4-5 ay önce inceledim,fakat notlarımı kaybettiğim için buraya aktarama...