17 Şubat 2017 Cuma

Ben ok'im sen ok'sin

Bugünkü kitap bir kişisel gelişim kitabi Thomas harris in ben ok'im sen ok'sin kitabıdır.Kitabın konusu transaksiyonel analiz kısaca insanin içinde ebeveyn, çocuk ve yetişkin olduğundan ve kararlarımızı bu şekilde verdiğimizden ve davranışlarımızı bu şekilde yönlendirdiğimizden bahsediyor. Kitapta çeşitli hastalarin dialoglarindan ve bunun içimizdeki hangi bireye ait olduğunu örneklendiriyor ,örneğin ağlama eylemine bakacak olursak ; sokakta oyuncak aldırtmak icin ağlayan çocuğun toplum yadırgandığı fakat düğünde ağlamamın toplum tarafından normal karşılandığından bahsediyor asil olan düğünde de ağlamak çocukça bir eylem veya bir otobüs durağında geç gelen bir otobüs için yakınan birini gördüğümüzde onunla birlikte yakınma eyleminde bulunan yanımız çocuk tarafımız ama sakince gülümsemek veya sizin gibi düşünmüyorum demek yetişkin tarafımızı oluşturuyor.Başka bir örnek vermek gerekirse 100 kisiye  şöyle bir deney yapılıyor 100 kisi seçiliyor öğretmen rolüyle karşı tarafa  soru sorması söyleniyor emirleri veren bir yönetici var  karşı tarafta öğrenci koltuğuna oturttukları  10 denek olduğu söyleniyor.Öğretmen rolündeki kişi öğrenci rolündeki kişiyi görmüyor. Her yanlış cevapta voltu arttırılarak öğrenci koltuğundaki bireye elektrik vermesi gerektiği söyleniyor fakat verilmiyor sadece elektriği verdiğini sanmasi sağlanıyor,bunu desteklemek için kisiye çığlık sesleri dinletiliyor .bir ara ögrencinin öleceğinden çekiniyor ama üstten aldığı emirle devam ediyor bu şekilde çığlıkları ve yakarışlara rağmen ögretmen rolündeki 100 kişinin 64'ü elektriği vermeye devam ediyor. Bunu yapmaya sebep olan beynimizin ebeveyn tarafı otoriteye itiat etmek. Bunlar haricinde başka hastalarindanda bahsediyordu bundan da ilgimi çeken birkaç örneği paylaşmak. istiyorum.Bunlardan biri ,bir anne çocuğuna elinde olmadan verdiği aşırı tepkilerden dolayı psikolojik yardım almaya karar veriyor.çocuga bazı kurallar koyduğunu çocuğu bunlara uymadığında sorun yaşadıkları anlatıyor uzman bu anneden bir örnek vermesini istiyor ve şu örneği veriyor çocuğuna ceketini yatağın üzerine koymamamasını, şapkasını masanın üzerine koymamasını söylediğini.Fakat çocuğu bunlari dikkate almayarak ceketini  yatağın üstüne koyduğunda veya şapkasını masanın üzerine koyduğunda çok aşırı tepkiler verdiğini anlatıyor uzmanda bu kuralı neye istinaden koyduğu soruyor kadında küçüklüğünde annesinin ona koymuş olduğu bir kural olduğu söylüyor uzman daha sonra büyük anneyle görüşüyor ve kural soruluyor büyük anne şöyle diyor o zamanlarda bit yaygındı kızımında arkadaşları eve çok gelirdi , bit geçmemesi için o zaman koyduğum bir kuraldı diyor.Günümüze bakıldığında kuralın geçersiz olduğu sadece ebeveyn bakış açımızdan sürdüğümüzü anlıyoruz.genellikle beynimizin ebeveyn tarafıyla yaptığı eylemleri sorgulamadan sürdürdüğümüz çıkarımı yapılıyor.ilgimi çeken bir başka örnekte bir kadının yorgun olduğu zamanlar yıllardır aynı kabusu görmesi üzerine yardım almaya karar vermesiydi.Kadının kabusu 2 büyük gezegenin küçük bir gezegeni yuttuğu ve bu kabustan her uyandığında mide ağrılarıyla uyanmasiydi bu kadınında araştırmalar sonucunda bebekken annesinin onu fazla emzirdiği ve midesinin bundan rahatsiz olduğu büyüdüğünde bebeklikten kalma bir mide   problemi olduğu ortaya çıkıyor.Kabuslarindaki yutulan küçük gezegeninde bilinçaltında kendisi olduğu ortaya çıkmıştır.Kitapla ilgili genel yorumum ise şu yönde,eğer günlük hayattaki davranışlarımızı içimizdeki hangi bireyle yaptığımıza dikkat edersek ; hayatımız daha yoluna girecektir,Hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Stefan ZWEIG(ANGST)

Bugün Stefan ZWEIG in Korku adlı eserinden bahsedeceğim.Aslında eseri 4-5 ay önce inceledim,fakat notlarımı kaybettiğim için buraya aktarama...